Yaşamın her atomu (parçası) o kadar önemli ki…..
Evet atom…çünkü
Zaman için ne söylersek söyleyelim (zamanın) kabuğuna bile yaklaşamayız. Bunun manası herhangi bir anda “şöyle bir muhakeme, değerlendirme, analiz yapayım” derken bile zaman durmaz, akan zamanın sularında , sadece “zan”larımızla debeleniriz.
Bu bakış açısı niçin sürekli tersten baktığımıza bir cevap olabilir.
O zaman düzünü anlatalım;
Görürüz
İşitiriz
Koklarız
Tadarız
Dokunuruz
Bunlar zamanın üzerinde ilerlerken aldığımız veriler. Hemen eklemek lazım; tüm bu veriler eksik- aldığımız bütün veriler eksik… Üstelik uzunca yazmak gerek: daha önceden eksik verileri ile zamanda yol almış ve almaya devam eden beyinlerin işletim sistemlerini bize yüklemeleri ile oluşan büyük bir eksiklik… Neşet Ertaş’ın anlatımı ile ” Ah yalan Dünya”
Tüm bunlar negatif bir durum mu oluşturur?
Tam tersi…
İşte tam da bu noktada birilerinin tam olarak bilmeden anlamadan söyledikleri “Farkındalık” hatta bilinç devreye giriyor.
İçe yolculuk, kendini bilmek- bulmak, özüne dönmek…
Dış dünya öyle bir sistem oluşturmuştur ki size her şeyi verir hatta kendi alternatifini dahi… Bu sistemden çıkmak neredeyse imkansız. Ancak içten dışa bir yolculuğu tartışabiliriz ki bu da pirinci ayıklayarak olabilir. Nelerin klişe, nelerin zorlama, nelerin gerekli, nelerin genetik vs. olduğu bulmak, deyim yerindeyse muzun kabuğunu soymak gerek.
Kendi sistemini zorla uygulatan “Batı” için zaman batıya gittikçe hızlanır, oysa doğuda zaman yavaştır… Kendi hayatından (tamamen kendi açısından) memnun olan biri için doğru nedir? Bizim gibi olmayanları eleştirme ve hatta kabul etmeme sebebimizin temelinde kendimizi onaylatmak çabası yatar. Birbirlerini onaylamış (eksik verilerle) insanlarla oluşan toplumlar, kültürler, ülkeler…
Hemen yazalım; gördüklerimiz enerjinin bir formu, işittiklerimiz havanın titreşimleri, kokular kimyasal, tadlar kimyasal, dokunmak elektromanyetik etkileşim ve tüm bu alanlarda kendimizi hiç geliştirmedik hep sınırlı ve eksik kaldık. Oysa teknolojiden önce kendi sınırlarımızı ilerletebilirdik…